4 Temmuz 2010 Pazar

İstanbul Hatırası - Ahmet Ümit

"Yedi tepeli şehirde vapurlar içindekilerin ruh haline bürünürler. Gündüz taşıdığı insanların bir yere yetişme çabasına eşlik eder ve denizi yararak bu telaşeye katılır. Güneş batarken ise yorgunluğu hisseder ve nazlı nazlı salınmaya başlar. İnsanlar yorgunluğunu geride kalan kıtaya karşı çay içerek bastırırlar. Bastırırlar çünkü İstanbul’da güneş kendini saklamaya başladığı zamanlar bir başka güzeldir. Byzas Byzantion’u, Konstantin Konstantinopolis’i kurarken belki de bu güzelliğe aşık olup vazgeçti diğer diyarlardan."

İstanbul Hatırası
Ahmet Ümit
Everest Yayınları
Ahmet Ümit'ten daha önce Bab-ı Esrar'ı okumuştum ve çok beğenmiştim.İstanbul Hatırası ise çıkalı henüz haftalar oldu.Kitabın adını görünce hiç düşünmeden gidip aldım.Polisiye ile İstanbul tarihini bir arada sunan bu kitabı büyük bir iştahla bitirdim.Ahmet Ümit'in kendine has tarzı  ile İstanbul'u yeniden keşfetmek,sorunlarına,tarihine ve güzelliğine yeniden tanık olmak kaçırılmaz bir fırsattı.Ahmet Ümit'in kitaplarını okurken çoğu insan kurguda ki katili bulmak niyetinde değildir aslında.Ya da en azından bende öyle.Katilden ziyade kurgunun arkasında gerçeklikler okuyucuyu meraklandırıyor.Bu İstanbul Hatırası'nda da devam ediyor.Kitabı bitirene en çok İstanbul tarihinden hikayeler,efsaneler ve mitolojik hikayeleri okurken heyecanlandım.Kitabın polisiye kısmında ki katili açıkçası en başta tahmin ettim eve sonda da tahminim doğru çıktı.Bu açıdan kitap bittiğinde şaşkınlık içerisine giremedim.Milattan önce 660 yılından günümüze uzanan bu tarih yolculuğunu Ahmet Ümit başarılı bir kurguyla anlatmış.Bu kurgunun içerisine yerleştirilen tarih,mitoloji ve efsanelerle kitap çok yönlü bir yapıya ulaşmış durumda.En başta İstanbul sevdalılarına olmak üzere herkesin bu kitabı mutlaka okuması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder