2 Haziran 2011 Perşembe

Savaşları,Kralları ve Filleri Anlat Onlara – MathiasEnard


Savaşları,Kralları ve Filleri
Anlat Onlara

Mathias Ênard
Can Yayınevi
Rönesansın önemli heykeltıraşlarından biri olan Michelangelo 1506 yılında dönemin Osmanlı padişahı II.Bayezid tarafından İstanbul’a davet edilir.İşte Michelangelo’nun bir kaç aylık İstanbul serüveni bu davet üzerine başlar.Mathias Enard‘ın  2010 Goncourt Des Lycéens ödüllü Savaşları,Kralları ve Filleri Anlat Onlara isimli kitabı bu konuyu ele alıyor.Michelangelo’nun köprü yapmak için İstanbul’a gelip gelmediğiyle ilgili kesin belgeler bulunmamakla beraber Enard’ın kendi görüşü bunun olmadığı yönünde.Zaten kitabı okuduktan sonra gelip gelmediğinin pek bir önemi kalmıyor.Çünkü Enard kısa ama okuması fevkalade zevkli bir tarih yolculuğuna çıkarıyor okuyucularını.


13 Mayıs 1506 yılında Sarayburnu'nda 6 günlük sıkıntılı deniz yolculuğundan sonra İstanbul'a ayak basıyor Michelangelo.Köprüleri seven II.Bayezid daha önce Da Vinci'nin hazırladığı projeyi reddetmiş ve Michelangelo'dan Haliç'e köprü yapması için davette bulunuyor.Tabi bu davetin kabul edilmesinde bazı etkenler var.26 yaşında ünlü Davud heykeliyle adından çokça söz ettirmiş olan Michelangelo, yeni yapmak istediği eserler için dönemin papası II.Julius'tan destek görememiş ve üstüne hakarete uğrayarak papanın huzurundan kovulmuştur.Böyle bir durumda bu davetin anlamı Michelangelo için hiç kuşkusuz daha farklı.Hem Vinci'ye ders vermek,hem tarihe adından çok söz ettirecek Davud heykeli gibi bir eser bırakmak,hemde karşılığında bolca para kazanmak gelmesini nedenlerinden bazıları.

Rönesansın önemli heykeltıraşlarından biri olan Michelangelo 1506 yılında dönemin Osmanlı padişahı II.Bayezid tarafından İstanbul'a davet edilir.İşte Michelangelo'nun bir kaç aylık İstanbul serüveni bu davet üzerine başlar.Mathias Enard'ın  2010 Goncourt Des Lycéens ödüllü Savaşları,Kralları ve Filleri Anlat Onlara isimli kitabı bu konuyu ele alıyor.Michelangelo'nun köprü yapmak için İstanbul'a gelip gelmediğiyle ilgili kesin belgeler bulunmamakla beraber Enard'ın kendi görüşü bunun olmadığı yönünde.Zaten kitabı okuduktan sonra gelip gelmediğinin pek bir önemi kalmıyor.Çünkü Enard kısa ama okuması fevkalade zevkli bir tarih yolculuğuna çıkarıyor okuyucularını.




Enard karakterleri çok güzel bir üslupla işlemiş.Bir tarafta kıskanç,bencil,geçimsiz biri olan Michelangelo diğer tarafta ona İstanbul'da geçirdiği günlerde eşlik eden fedakar,sevdiğine değer veren Priştineli şair Mesihi.Yazar bu farklı özellikteki karakterler arasından doğu ve batı arasında bir köprü kuruyor ve bu dengede ne batıyı yüceltiyor ne doğuyu düşürüyor.Bu köprüyü muazzam bir şekilde dengeliyor.

Doğu kültürünü ve dillerini yakından tanıyan Fransız yazar Enard'ın  bu ktiabını okunması gereken kitaplar arasına koyuyorum.Can Yayınlarından Aysel Bora'nın çevirisiyle bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder